İran İslam Cumhuriyeti, ABD’nin ‘Maksimum Baskı’ politikası çerçevesinde uyguladığı ağır ekonomik yaptırımların 21 Şubat’a kadar kaldırılmaması durumunda Birleşmiş Milletlere (BM) bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) denetçilerini sınır dışı edeceği tehdidinde bulundu. 21 Şubat tarihi daha önce İran Şura Meclisi tarafından belirlenmişti.
İran rejimi Şura Meclisi Başkanlık Heyeti üyesi Ahmed Emirabadi Farahani, dün yaptığı açıklamada, “ABD’nin İran halkına karşı zalim ambargo uygulamaları kaldırılmazsa, gelecek ayla birlikte Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu denetçileri Tahran’dan kovulacak” diyerek tehditler savurdu.
“Özellikle maliye, bankacılık ve petrol sektörlerine yönelik ambargonun kaldırılmaması durumunda IAEA denetçilerinin kesinlikle kovulacağını” vurgulayarak tehditlerine devam eden Farahani, “İslam Cumhuriyeti, ek protokolü gönüllü uygulamayı kesinlikle durduracak. Zira hükümet, bunu gerektiren yasayı uygulamakla yükümlüdür. Nükleer müzakerelerin arkasındaki temel amaç, ambargo uygulamalarının kaldırılmasıydı” sözlerini sarfederek, “Doğrusu müzakereler bunu başaramadı” dedi.
İran rejimi Şura Meclisi’nin Kasım’da kabul ettiği yasa tasarısı, ambargo hafifletilmediği takdirde hükümeti, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun İran nükleer tesislerinde yürüttüğü denetleme faaliyetlerini durdurmak ve Tahran’ın 2015’te imzaladığı nükleer anlaşmada belirlenen zenginleştirilmiş uranyum oranını yüzde 20 yükseltmekle yükümlü tutuyor. Hasan Ruhani hükümeti, Şura Meclisi’nin kabul ettiği yasa tasarısına ‘diplomatik çabalara zarar vereceği’ gerekçesiyle karşı çıksa da, rejimin Anayasayı Koruyucular Konseyi 2 Aralık’ta taslağı kabul etti ve hükümetin bunu uygulayacağını belirtti.
İngiltere, Fransa ve Almanya’ya yanıt
İran rejimi Dış İlişkiler Strateji Konseyi Başkanı Kemal Harazi ise, Avrupa ile köklü ihtilafların bulunduğunu ve Avrupalıların göstermelik gülümsemelerine ve ilişkilerine aldanılmaması gerektiğini söyledi.
İran rejimi devlet televizyonuna konuşan Harazi, 3 Avrupa ülkesinin (İngiltere, Fransa ve Almanya) nükleer anlaşma şartlarına geri dönme ve İran rejiminin uranyumu zenginleştirmeyi yüzde 20 seviyesine çıkarmayı durdurma kararıyla ilgili taleplerine karşılık Avrupa ülkelerine güvenilmemesi gerektiğini söyledi.