Skip to main content

Ankara ve Şam’dan sonra Mollalardan da Rojava-LLC petrol anlaşmasına tepki geldi

Ankara ve Şam’dan sonra Mollalardan da Rojava-LLC petrol anlaşmasına tepki geldi
Suriye rejimi ve Türk devletinden sonra bir diğer Kürt düşmanı İran rejimi de Amerikan LLC petrol şirketi ile Rojava Özerk Yönetimi’nin yaptığı petrol anlaşmasına tepki gösterdi. İran rejimi, anlaşmanın uluslararası hukuka aykırı olduğunu iddia etti.
posted onAugust 6, 2020
nocomment

ABD’li petrol şirketi Delta Crescent Energy’nin (LLC) Batı Kürdistan (Rojava) Özerk Yönetimi ile petrol anlaşması imzalamasının yankıları sürerken İran İslam Cumhuriyeti’nden anlaşmaya tepki geldi.

İran rejimi Dışişleri Bakanlığı, Demokratik Suriye Güçleri (HSD) Genel Komutanı General Mazlum Kobani’nin girişimleri ile ABD'li şirket LLC ile yapılan petrol anlaşmasının uluslararası hukukun ihlali olduğunu iddia etti.

İran rejimi Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi, yaptığı yazılı açıklamada Rojava Özerk Yönetimi’nin Rojava’daki petrolleri çıkarmak, işlemek ve ticaretini yapmak üzere ABD'de yerleşik "Delta Crescent Energy LLC" adlı şirketle imzaladığı sözleşmenin, uluslararası hukuka aykırı olduğunu savundu.

Anlaşmanın, Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve ulusal egemenliğini ihlal ettiğinin altını çizen Musevi, "Bu anlaşmanın Suriye topraklarında  işgalci bir güç olan ABD tarafından imzalanmasının hukuki geçerliliği yoktur. Anlaşma, bu ülkenin Suriye'nin doğal kaynaklarını yağmalamak için attığı bir başka adımdır" ifadelerini kullandı.

Birbirlerine karşı amansız bir mücadele yürütmelerine karşın Suriye rejimi ve Türk devleti’de Özerk Yönetim ile ABD’li şirket LLC arasında yapılan anlaşma aradından ortak bir noktada buluşarak anlaşmaya tepki göstermişti.

Beyaz Saray’ın bilgisi dahilinde gerçekleşen nlaşmanın imzalandığının duyurulması ardından Türk devleti birkaç gün sessiz kalmıştı. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Türk devletine petrol anlaşması hakkında bilgi verdiğini ve Ankara’nın anlaşmaya olumsuz tepki vermeyeceğini açıklamıştı. Ancak bu gelişmelerin ardından Türk devleti günler sonra tepki göstermiş ve anlaşmanın kabul edilemez olduğunu savunmuştu.