Türk devletinin aslı hedefinin Güney Kürdistan (Başûr) ve Batı Kürdistan’da (Rojava) Kürtlerin elde ettiği statüyü ortadan kaldırmak olduğunu belirten PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan “Kürt halkının kimlik sahibi olmasını engellemek istiyor. Stratejilerinin ana hedefi budur” dedi.
Stêrk TV’de katıldığı özel bir programda önemli açıklamalarda bulunan PKK liderlerinden Murat Karayılan, Türk devletinin Kürt ulusal birliğini istemediğini çünkü “bundan çok korktuğunu söyledi.
Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Türk televizyon kanalı CNN Türk’te Rojava’da ENKS ile PYD arasında olumlu bir şekilde ilerleyen Kürt Ulusal Birliği müzakereleriyle ilgili açıklamalarına değinen Karayılan, “Zaten Mevlüt Çavuşoğlu’nun yaptığı konuşmalara bakan her Kürt yurtseveri, işgalci Türk devletinin ne olduğunu anlayıp, doğru bir şekilde okuyabilir. Çavuşoğlu’nun açıklaması çok tuhaftır, bir sokak serserisi gibi açıkça tehditler savuruyor. Hem YNK’yi hem de ENKS’yi tehdit etti ama esasen PDK’yi tehdit etti” dedi.
Karayılan, “Basın üzerinden açıkça ‘bazı devletler onlarla oynuyor, bu bir oyundur’ diyor. Herhalde bununla ABD ve Fransa’yı kastediyor. Bu devletler, ENKS ve PYD arasında arabulucu olduğu için onlardan bahsediyor” diye konuştu.
“Kürtler bir olmamalı, diyorlar”
Türk ordusunun Başûr’daki Haftanin alanına başlattığıı hava destekli kara operasyonunu da değerlendiren Karayılan şunları söyledi:
“Haftanin’de yapılan operasyon hakkında bir yorumcularının yaptığı değerlendirme var. Devletin akıl hocalarından olan bu yorumcu, ‘Haftanin operasyonunu sadece Haftanin’i işgal operasyonu olarak görmemek lazım. Verdiği mesaj önemlidir. Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’yi birleştirmek istiyorlar. İkisini bir araya getirip oturtuyorlar. Bu operasyon buna karşı bir mesaj ve müdahaledir’ diyordu. Yani açıkça Kürt siyasetine operasyon yapıyoruz, Kürt siyasetine müdahale ediyoruz, Kürtlerin birliği olmamalı, diyorlar.
Şêladizê’nin bombalanması da aynı şeydir. Yani bu şekilde tehdit etmek istiyor. Neden özellikle de Şêladizê? Çünkü geçen yılın başında Şêladizê’de çok devrimci bir ayaklanma oldu, düşmanın askeri üssü yakıldı ve Güney Kürdistan halkı tutumunu yansıttı. Bu yüzden Şêladizê’ye karşı kindardırlar ve bu saldırıyı yaptılar. Maalesef 5 yurttaşımız şehit düşmüştür.”
“Türk devletinin gizli amacı Misak-ı Milli’dir”
Türk devletinin aslı hedefinin Kürt halkının Başûr ve Rojava’da elde ettiği statüyü ortadan kaldırmak olduğunu ifade eden Karayılan “Kürt halkının kimlik sahibi olmasını engellemek istiyor. Stratejilerinin ana hedefi budur. Tabi bu stratejinin taktiksel aşamaları da vardır. Şimdi bu biçimiyle yürütülüyor. Bu da yeni bir durumla yüz yüze olduğumuzu gösteriyor” dedi.
Karayılan, “Türk devleti, Haftenin operasyonunun son yıllardaki en büyük operasyonlarından biri olduğunu söylüyor. Bazı amaçlarını açıkladılar ama tümünü açığa vurmadılar. Bu, saklı bir stratejidir. Biz sürekli söylüyoruz, başkaları da söylüyor. Gizli stratejileri ‘Misak-ı Milli’nin işgal edilmesidir. Bunun taktiksel boyutlarını açıklıyorlar. Şimdi açığa çıkan nedir? Başûr siyasetini baskı altına almak, Kürt ulusal birliğinin oluşmasını engellemektir. Kürt güçlerini birbirine karşı kullanmak istiyor. Rojava ile Başûr’u, Başûr ile Bakur’u karşı karşıya getirip birliğin oluşmasını engellemek istiyor. Açığa çıkan amaçlarından biri budur” ifadesini kullandı.
“Tampon bölge ile Başûr’un işgali amaçlanıyor”
Karayılan, Türk devletinin Haftanin’deki operasyonla Başûr’daki Kürdistan Bölge Yönetimi toprakları içerisinde “tampon bölge” oluşturmayı amaçladığını ifade ederek, şunları söyledi:
“Açığa çıkan diğer amaçları nedir? Başûr’da tampon bir bölge; kendi deyimleriyle 35-40 kilometre genişliğinde bir tampon bölge oluşturmak istiyorlar. Bunu alenen belirttiler ama stratejilerinin tümünü açıklamadılar. Bu operasyonla Haftenin’i işgal etmek istiyorlar. Haftanin operasyonu bunun başlangıcıdır. Şimdi de Başûr’un diğer ucu olan Haftanin’i almak istiyorlar. Diğer ucu olan Xakurkê’de Lêlikan’ı almıştılar. Sonra da bu her iki ucu birleştirmek istiyorlar. Hedefleri budur ve bunu da açıkça söylüyorlar. Bu bölgeyi işgal etmek istiyorlar. İşgali de geçici olarak yaptıklarını söylemiyorlar. Zaten nereyi alırlarsa oraya yol yapıyorlar, kendi sistemlerini kuruyorlar ve kalıcı hale getiriyorlar.”
Irak’ın ve Arap ülkelerinin Türk devletine operasyon nedeniyle tepki gösterdiğini hatırlatan Karayılan, “Özellikle ABD bu konuda ne diyecek halen belli değil. TC onlardan habersiz böyle yapabilir mi? Bu önemli bir konudur. Sadece onların değil, asıl herkes Başûr’daki hükümetin fikrinin ne olduğunu merak ediyor. Türk devletinin tampon bölge oluşturma, yani Başûr’un bir kısmını işgal etme planına karşı Federe Kürdistan Hükümeti’nin tutumu nedir?” diye sordu.
Murat Karayılan, “Neden YNK’yi tehdit ettiler? Çünkü iki gün öncesinde YNK’nin Irak Parlamentosu’ndaki grubu, Türk devletinin saldırılarına karşı açıklama yaptı. Çavuşoğlu da hemen onları tehdit etti. PKK orada hâkim olmuş diyor. Ne alakası var? Herhangi bir alakası yoktur ama faşist Türk devleti gerekçe yaratıyor” şeklinde konuştu.
“Haftanin’de 3 yerde savaş var”
Türk ordusunun operasyonla Haftanin’i iki parçaya ayırmaya çalıştığını belirten Karayılan, bölgede üç yerde çatışmaların devam ettiği ve şu ana kadar 2 PKK savaşçısının şehit olduğu bilgisini paylaştı.
Maxmur’da halkı DAİŞ saldırılarından korumak için “küçük bir özsavunma gücü” bulunduğunu belirten Karayılan, “Şengal’de herhangi bir gücümüz yok. Biz Şengal’de değiliz. Şengal’de YBŞ, sanki PKK’dir gibi göstermeye çalışıyorlar. Öyle değildir” dedi.
Karayılan, Haftanin operasyonuna ilişkin, “Tam bir sayı vermek istemiyorum ama dünkü açıklamada 20 askerin öldürüldüğü, ondan önceki gün onlarcasının öldürüldüğü söylendi. Gerçekten de oraya gelen çok sayıda işgalci TC askeri cezalandırıldı. Bundan dolayı ilerleyemiyor. Arkadaşlarımız hem sabotaj hem suikast hem de sızma taktikleriyle etkili bir şekilde vuruyor. Bu yüzden TC basını hiç bahsetmiyor bile” diye konuştu.
Avrupalı ve Rus turistlere “Türkiye’ye gelmeyin” çağrısı
Karayılan, “Biz bu dönemde Avrupa halkının, Rusya halkının Türk devletinin Kürdistan halkı üzerinde uyguladığı soykırım siyasetini görmesini ve turist olarak Türkiye’ye gelmemesini istiyoruz. Türkiye’ye geldiklerinde harcadıkları her dolar, mermi olup Kürt halkına dönüyor. Bu yüzden Türkiye’ye gelmemelidirler. Eğer Türkiye’ye gelirlerse ve bir zarar görürlerse biz bundan sorumlu olmayız” dedi.
