Kirmaşan ve ilçesi Serpêl halkı 8 yıllık İran-Irak savaşı ve geçmişte yaşanan deprem felaketlerinin yaralarını sarmadan, geçen sene meydana gelen 7 şiddetindeki deprem ardından büyük bir insani krizle karşı karşıya.
Depremin üzerinden 21 ay geçmesine karşın birçok Serpêlli aile hala çadır ve konteynırlardan oluşturulan kamplarda yaşam mücadelesi veriyor. İran rejimi, her gün televizyonlardan yeni projelerden bahsededursun, bu projeler sadece ekranlarda kalıyor ve gerçeklik, Serpêl halkının büyük bir insani dramla karşı karşıya olmasıdır.
İran’daki reformistlere yakın Hemşehri gazetesinin konuyla ilgili yayınladığı haberinde verdiği istatistiki bilgiler, bu çadır ve konteynır kamplarında yaşayan insanların yaşadığı eziyeti gözler önüne seriyor.
Gazete haberinde Serpêlli 1500 ailenin yaşadığı bu kamplarda 45 derecelik sıcak ile mücadele ettiği, İran Toplum Meclisi Müdürlüğü’nün depremin üzerinden 20 ay geçtikten sonra hiçbir ciddi çalışma yapmadığı,Serpêl’deki manzaranın insanın kanını donduran cinsten olduğu ifade ediliyor.
Gazete, Serpêl’in durumunu şu ifadelerle kaleme almış:
“Konteynır ve tamamlanmamış yapılar Serpêl’i ruhsuz bir kente dönüştürmüş. Yeni yapılan ve yarım sıvalı yapılar kiracılarını bekleyedursun, fakirlik, işsizlik, psikolojik bunalımı had safhaya yükseltmiş, uyuşturucu madde tüketimi ve umutsuzluk Kirmaşan depremzedelerinin günlük hikayesi haline gelmiş.”
Geçen kış Sine Kürdistan Üniversitesi’nden birçok Kürt akademisyen Kirmaşan ve ilçelerinde yaşanan toplumsal felaket üzerine raporlar yayınladılar. Serpêl, Ezgelle ve Selasi bawercani ilçelerinde birkaç ay kaldıktan sonra hazırladıkları raporlarda bu ilçelerdeki halkın yaşadıkları ekonomik ve toplumsal bunalımı gözler önüne serdiler.
Bu raporlarda depremin ağır bir şekilde yaşandığı bu ilçelerde insanların içinde bulundukları kötü koşulların resmi makamların açıkladıklarının çok ötesinde olduğu, sadece yapıların yıkılmadığı toplumsallığın da bitme sınırına geldiği, deprem ardından yeni sorunların baş gösterdiği ve önlem alınmaması durumunda toplumsal krizin daha da büyüyeceği ifade ediliyor.
“Serpêl’in demografik yapısı sistematik bir şekilde değiştiriliyor”
Raporlarda Serpêl’de yaşanan en büyük sorunun demografik yapının sistematik bir şekilde değiştirilmesi olduğu, yapay yeniden inşa faaliyetleri için gönderilen Fars, Türk, Arap ve bir kısım Beluci’nin Serpêl’e getirildiği, ikametlerinin yapıldığı ve buraya yerleştirildikleri belirtiliyor. Buraya getirilen kişilerin aileleriyle birlikte buraya yerleştirildiğinin kaydedildiği raporlarda bu durumun Kürt kenti olan Serpêl’in yerlileri ile sistematik bir şekilde buraya yerleştirilenler arasında toplumsal çatışmaları körükleyebileceği vurgulanıyor.
İran Toplumbilimciler Meclisi Başkanı, Hemşehri gazetesine yaptığı açıklamada, ciddi çözümler üretilmemesi durumunda depremin yol açtığı toplumsal, ekonomik, psikolojik sorunların yıllarca sürebileceği uyarısında bulunarak, İran’da kriz yönetimi olmamasından dolayı yeniden imar çalışmalarının plansız ve çok yetersiz olduğunu belirtiyor.
Bölgede yaşanan depremden dolayı evleri yıkılan ve suça meyilli kişilerin Serpêl’e akın etmesi, kentte suç oranlarının ciddi biçimde artmasına sebep oldu.
Depremin üzerinden 21 ay geçmesine rağmen hala Serpêlli 1500 aile çadır ve konteynırlardan oluşan kamplarda yaşam mücadelesi veriyor. İran Toplumbilimciler Meclisi verilerine göre şu anda Serpêl’de 2 büyük kamp mevcut. İran rejiminin sorla kamplardan gönderdiği ailelerden dolayı kampta kalan insan sayısında kısmi bir düşüş olmasına rağmen kamplarda yaşayanlar yazın 45 derece sıcağına dayanmaya çalışıyor.
Kentte çoğunluk işyeri ve küçük çaplı fabrika kapanmış durumda. Bu durum yaşanan işsizliğin başat sebebi. Bütün bu olumsuzluklara karşın Serpêl Kaymakamı Hemşehri gazetesine verdiği demecinde, Serpêl’deki yeniden inşa çalışmalarının sona erdiğini, gezi merkezleri ile çocuk oyun alanları ve bazı diğer yerlerin tadilatlarının yapıldığını ve mevcut durumun normal olduğunu söylemiş. Ancak bahsi edilen kamplarda yaşayan 1500 aileler resmi verilerin gerçeği yansıtmadığını, bu tür açıklamaların kandırmacadan ibaret olduğunu, son iki yılda elle tutulur bir hizmetin yapılmadığını belirtiyorlar.