Ana içeriğe atla

Tanrıkulu'na 'TSK' soruşturması

Tanrıkulu'na 'TSK' soruşturması
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) yönelttiği suçlamalar nedeniyle CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu hakkında soruşturma başlattı
posted onSeptember 9, 2023
noyorum

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu hakkında bir televizyon programındaki konuşması nedeniyle, "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama" ve "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama" suçlarından soruşturma başlattı.

TV100 yayınında Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) eleştiren Tanrıkulu, "TSK'nın yaptığı her şey eleştiriden azade değil. Biz milletvekiliyiz bunları sorgularız. Bu Türk Silahlı Kuvvetleri değil mi 12 Eylül'de faşist darbeyi yapan? Bu ordu değil mi 15 Temmuz'da darbe girişimi yapan, köyleri yakan... Onlarca faili meçhul cinayet. Benim takip ettiğim davalar var. 15 köylüyü helikopterden atan TSK değil mi? AİHM kararıyla sabit hale gelen" demişti.

Başsavcılığın soruşturmasına ilişkin açıklama yapan Tanrıkulu, "AKP'nin derin devletin yeni sahibi olduğunun bir kez daha itirafıdır" dedi.

Tanrıkulu'nun açıklaması şöyle:

"Ankara CBS hakkımda soruşturma başlatıldığını kamuoyuna duyurmuş. İki husus var; birinci olarak AKP'nin kuruluşundan önce gerçekleşmiş ve insanlığa karşı suç olduğu AİHM kararlarıyla sabit olan "Kürtlere karşı” bu ağır ihlalleri AKP milletvekillerinin ve yöneticilerinin kurumsal olarak linç kampanyası başlatmaları ve Devlette devamlılık esastır prensibi üzerinden bunu sahiplenmeleri AKP'nin derin devletin yeni sahibi olduğunun bir kez daha itirafıdır. İkinci olarak; çetelerin, uyuşturucu kaçakçılarının, rantçıların peşine düşmesi gereken Ankara CBS'nın bir tatil günü hakkımda soruşturma başlatması ve kamuoyuna duyurması da göz ardı edilmemesi gereken bir uygulamadır.

'KÖYLÜLER ZORLA KAYBETTİRİLDİ'

Geçmişteki hakikatler, şimdiki siyasi pozisyonlarınıza göre eğilip bükülemez, değiştirilemez. Aşağıda AİHM'in Türkiye'yi mahkum ettiği iki davadaki kararlarından kısa alıntılar aktarıyorum. İlkinde Ekim 1993 tarihinde Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı bir köyde 11 köylünün nasıl kaybettirildiğine ilişkin karar var. Devlet bu köylülerin helikopterle götürüldükten sonra kaybettirildiğini inkâr etmiş. Oysa kaybedilen 11 kişinin yakınları, akrabalarının helikoptere bindirildiğine tanıklar. Köylüler zorla kaybettirildi.

İkinci dava Şırnak'ın Kuşkonar ve Koçağıllı köylerinin savaş uçaklarıyla bombalanması ve 33 köylünün öldürülmesine ilişkin AİHM kararı. Bunlar benim yargılarım değil, AİHM kararları. Şu an beni linç etmeye kalkan zihniyet, on yıl sonra Roboski'de bir katliam olduğunu söyleyenleri de linç edecek. Ama hakikatler siz linç ettiğinizde de ortadan kalkmaz."