Skip to main content

Haaretz: Türkiye artık katı otoriter bir devlet

Haaretz: Türkiye artık katı otoriter bir devlet
Haaretz gazetesi, bir zamanlar demokratik reformlarla model olarak gösterilen Türk devletinin Kürtlere yönelik baskıları ve düşüncelerini beyan edenlere karşı uyguladığı baskılarla artık katı otoriter bir devlet haline geldiğini yazdı.
posted onApril 23, 2020
nocomment

İsrail’de yayınlanan Haaretz gazetesi, bir zamanlar demokratik reformlarla model olarak gösterilen Türk devletinin artık katı otoriter bir devlet haline geldiğini yazdı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın acil durum yetkileri elde etmek için küresel bir salgına ihtiyaç duymadığını, bunu 2016 darbe girişiminden sonra yaptığını yazan gazete bunu siyasi muhaliflerini temizlediği olağanüstü hâl tedbirleri ve geniş, kontrolsüz bir güç elde ettiği anayasa değişikliklerinin izlediğinin altını çiziyor.

Coronavirüsü muhalefeti bastırma aracı olarak kullanıyor

Bununla birlikte, Erdoğan ve hükümetinin Coronavirüs krizini ele alma şekli ve Erdoğan'ın "ekonominin çarklarının" dönmeye devam etmesi konusunda ısrarlı olmasıyla ilgili ciddi soruları bir kenara bırakırsak, Türk Cumhurbaşkanı ve hükümeti muhalefeti bastırma çabalarını ikiye katlıyor.

AKP hükümetinin muhalif yayın yapan Fox TV’ye yönelik baskılarının yanı sıra, Fox TV haber spikeri Fatih Portakal ve gazeteci Hakan Aygün’ün cumhurbaşkanlığı adıyla yaptığı yardımları eleştirmesi akabinde soruşturmaya tabi tutulduklarını da yazan gazete Türk hükümetinin Coronavirüs ile ilgili politikalarını eleştiren 410 kişinin de gözaltına alındığını belirtiyor.

Adli suçluları serbest bırakarak düşünce ifade edenleri hapiste tutuyor

Hükümetin infaz düzenlemesiyle hapishanelerdeki tutuklu ve hükümlülerin üçte birini serbest bıraktığını da aktaran gazete, katı suçlular serbest bırakılırken, aralarında demokrasi ve insan hakları savunucuları ve siyasi tutukluların da bulunduğu muhalifleri serbest bırakmayı reddettiğini de vurguluyor.

Kürt belediyelerini gasp etmeye devam ediyor

Erdoğan ve hükümetinin Kuzey Kürdistan’da Kürt belediye başkanlarını görevden almaya devam ettiğinin vurgulandığı haberde, Kürt belediye başkanlarının görevden alınması ve onların yerine hükümetin kayyum adı altında kendi adamlarını atamasıyla başlayan 2016 darbe girişiminden sonraki bir süreç olduğu ifade edildi. Haberde, “Geçen yılki yerel seçimlerden sonra bile bu durum hız kesmeden devam ediyor” denildi.

“2023 yılına kadar herhangi bir seçimin yapılmayacağı Türkiye’de Erdoğan ve iktidardaki AKP, gelecekteki başarılarının büyük kısmının Coronavirüs kriziyle uğraşma ya da ele alma biçimine bağlı olduğunun çok farkındalar” denilen Haaretz haberinde Türk devletinin şu anda Coronavirüsün en fazla görüldüğü yedinci ülke olduğunun da altı çizildi.

Erdoğan işinde bir komedi var

Bu nedenle Türk devlet yetkililerinin, İstanbul, Ankara ve İzmir belediyelerini kontrol eden muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP), bir hükümet görevlisi tarafından denetlenmedikçe bağış toplama faaliyetlerine öncülük etme girişimlerini engellediklerine vurgu yapılan haberde şu görüşler dile getiriliyor:

“Başka bir deyişle hükümet, Coronavirüs ile ilgili sıkıntıları hafifletmeye yönelik çabalar için kredi elde etmek istiyor ve bundan dolayı Erdoğan, göstermelik bir şekilde yedi aylık maaşını bağışlıyor, hastane açılışları yapıyor, vergi indirimleri sağlıyor ve yüz maskelerini ücretsiz olarak dağıtıyor. Ancak krizi ele alış biçimlerinde bir komedi var. Mesela; hafta sonu sokağa çıkma yasağı, yürürlüğe gireceği gece yarısına iki saat kala ilan ediliyor. Bunun üzerine fırınlar ve gıda pazarlarının önünde ve içinde kuyruklar oluşuyor.

Coronavirüs nihayet bittiğinde ve Türkler küresel salgının ekonomik sonuçlarıyla yüzleştiklerinde, Erdoğan ve iktidardaki AKP'nin seslerini bastırmak için devletin gücünü kullanması neredeyse kaçınılmaz olacaktır. Böylece ülkenin kurtarıcıları diğer otoriterlerin izlemesi gereken başka bir örnek sunmuş olacaklar.”