Kürt halkının bütün kazanımlarına düşman hukukunu bile hiçe sayarak saldıran Türk devleti, AKP-MHP faşist iktidarı eliyle Kuzey Kürdistan’ın en büyük ve en önemli kentlerinden Diyarbakır, Van ve Mardin’in HDP’li belediye başkanlarını zorbalıkla görevden alarak, yerlerine kayyumlar atadı.
2’nci kayyumlar darbesi olarak nitelendirilen bu darbeye başta Diyarbakır olmak üzere Kuzey Kürdistan ve Türkiye’nin birçok ilinde protesto eylemleri gerçekleştirildi. Bu eylemler Türk polisinin şiddetiyle karşılandı.
Diyarbakır’da gerçekleştirilen protesto eylemine HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, milletvekilleri ve belediye eş başkanlarının katıldı. Eylem öncesinde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve çevresi polislerce ablukaya alındı.
Polis açıklama yapmak isteyenlere saldırırken, HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli milletvekilleriyle polis çemberinde oturma eylemine başladı. Polis saldırısı sırasında yaralanan HDP'li milletvekilleri Feleknas Uca ve Ayşe Acar Başaran ise hastaneye kaldırıldı.
Belediye binasına çıkan tüm yollar polislerce kapatılırken, cadde girişine de TOMA ve çevik kuvvet konuşlandırıldı.
HDP Milletvekilleri Feleknas Uca, Remziye Tosun ve Musa Farisoğulları da belediye binası önünde beklerken, polis belediye binası önüne gelmek isteyen yurttaşlara tazyikli su ve gaz bombasıyla saldırdı.
İki parlamenter hastaneye kaldırıldı
Belediye binasının karşısında bekleyenlere çok sert müdahale eden polisin hedefinde HDP'li milletvekilleri de vardı.
Polis müdahalesi sırasında gazdan etkilenen Feleknas Uca ve kafasına aldığı cop darbesiyle yaralanan Parlamenter Ayşe Acar Başaran hastaneye kaldırıldı. Feleknas Uca hastanedeki tedavisinin ardından taburcu edilirken, Başaran'ın tedavisinin sürdüğü öğrenildi.
Kitleyi ikiye bölen polis, yurttaşların, HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’nin bulunduğu alana geçmesine izin vermiyor. Kitlenin etrafı çevik kuvvet polisleri tarafından sarılırken, halk 'hırsız var’ şeklinde slogan attı.
Temelli: Her yerden ses çıkartın, hayatı durdurun
Belediye önünde açıklama yapması engellenen HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, herkese "Her yerde ses çıkartın, durdurun hayatı" çağrısı yaptı.
Temelli, "Bu ülke bizim ülkemiz. Bu ülkede onurlu barışı var edene kadar, demokratik cumhuriyeti var edene kadar asla vazgeçmeyeceğiz. Her yerden ses çıkartın, durdurun hayatı. Bizimkisi bir hukuk ve adalet mücadelesidir. İradenize geleceğinize sahip çıkın. Dün olduğu gibi bugün de meydanlardayız. Faşizmi yıkacağız, bu ülkeyi mutlaka özgürleştireceğiz, mutlaka kazanacağız" dedi.
Aralarında HDP'li milletvekillerinin de olduğu bir grup polis çemberinde oturma eylemine başladı. Sezai Temelli'de oturma eylemi yapan gruba katıldı.
“Savaş ortamı yaratıldı”
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli daha sonra İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’ne giderek burada basın toplantısı düzenledi.
"Bugün zorbalığın bir yüzünü Diyarbakır sokaklarında yaşadık" diyen Temelli, "Adeta bir savaş ortamı yaratıldı. Belediyesine, kentine sahip çıkan insanlar bu saldırıyla yüz yüze kaldı. Savaş politikalarından beslenen bu iktidar yangını harlamaya, yangının üzerine benzin dökmeye devam ediyor" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Temelli ve HDP'li vekiller İHD'deki açıklamanın ardından hastaneye giderek milletvekillerini ziyaret etti.
Mızraklı: Görevden alınmasaydık, 73 trilyon borcun nasıl oluştuğunu açıklayacaktık
T24 haber sitesinden Türkiyeli ünlü gazeteci Şirin Payzın’ın sorularını yanıtlayan darbe sonucu görevinden alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Selçuk Mızraklı, önemli açıklamalarda bulundu. Mızraklı, AKP tarafından Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne karşı yapılan ilk darbeden sonra atanan kayyum döneminde 73 trilyon lira gibi büyük bir yolsuzluk yapıldığını ve bunun örtbas edilmek istendiğini söyledi.
Selçuk Mızraklı, “Biz görevden alınmasaydık,73 trilyon lira borcun nasıl oluştuğunu açıklayacaktık” dedi.
Van halkı da sokaklarda
Van'da kayyum atamalarının protesto edildiği eyleme polis müdahale etti. Müdahalede, bir milletvekili ve yurttaş yaralandı.
HDP'li üç büyükşehir belediyesine kayyum atanmasına karşı Van'da bölge milletvekilleri, belediye eşbaşkanları ve partinin il-ilçe yöneticileri yürüyüş düzenlemek istedi. Parti binasından Feqiyê Teyran Parkı'na yürümek isteyen kitleye, polis tazyikli su ve copla müdahale etti. Müdahale sırasında HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç ve bir yurttaş yaralandı.
Polisin müdahalesine rağmen kitlenin eylemi devam ediyor.
Van’daki 26 sivil toplum örgütünden tepki
Van Barosu Merkez Binası’nda 26 sivil toplum örgütü ve siyasi partinin imzasıyla yapılan ortak açıklamaya, CHP, HDP, baro, HDP’li milletvekilleri, Van Büyükşehir Belediye Eşbakanları ve sivil örgütü temsilcileri katıldı. Ortak açıklamayı Van Barosu Başkanı Zülküf Uçar yaptı.
Uçar, kayyım kararının seçmenin tercihine, halkın iradesine, sandığa, demokrasiye karşı yapılmış açık bir darbe olduğunu belirterek, “Seçimden önce hakkında var olan soruşturma ve kovuşturma dosyaları gerekçe gösterilerek bir belediye başkanı görevden alınamaz” dedi.
“Gerekçe hukuki değil siyasi”
Kanunun “terör örgütlerine yardım ve yataklık yapılması” durumunda görevden uzaklaştırmayı hüküm altına aldığını hatırlatan Uçar, ancak hiçbir başkanla ilgili olarak böylesi bir tespiti içeren Sayıştay denetim raporu olmadığı gibi, böylesi bir iddianın dahi olmadığını söyledi. Uçar, “Anayasa’ya göre 'Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz' Fakat bu anayasal hüküm ihlal edilerek, atanmış bakan tarafından 31 Mart yerel seçimlerinden önceki 'seçilirlerse kayyım atarız' söylemi hayata geçirilmiştir. Demokrasi açısından korkunç olarak ifade edebileceğimiz bu söylemleri hatırladığımızda, kayyım kararının gerekçesinin hukuki değil siyasi olduğu da açıkça görülmektedir” diye belirtti.
Halk iradesi ikinci kez gasp edildi
“Halk iradesi, bir kişinin veya partinin isteğine göre yeniden dizayn edilemeyecek kadar kutsal ve dokunulmazdır” diyen Uçar, halkın yeniden göstereceği karar ile ancak kendi kararını değiştirebileceğini ifade etti. Seçimlerin bir kişinin menfaati yada çıkarı için yapılamayacağını ifade eden Uçar, “Halkın iradesi son 3 yıl içerisinde ikinci kez gasp edilerek, demokrasi tarihimizin utanç tablosunun en başına yerleşmiş ve yerini pekiştirmiştir” dedi.
Daha önce de halkın iradesi gasp edildiğinde ve bunun sonucunda vahim sonuçlar ortaya çıktığını müşahede ettiklerini ifade eden Uçar, “Seçim sonrasında belediye başkanlarının yapmış oldukları açıklamalarda, kayyım yönetimi belediyelerin altından kalkamayacağı bir borç bırakılmıştı. Kadın Sığınma Evi, Kadın Dayanıma Merkezi, Kadın Birimleri, Kültür Merkezleri kapatılmıştı. Belediyelerde hizmet üreten kalifiyeli mühendis, mimar, şehir plancıları, tekniker, personel, işçi ve emekçileri ihraç edilmiş, belediye hizmet üretemez hale getirilmişti. Belediyelerin taşınmazları peşkeş çekilmiş, yüzlerce taşınır seçimden hemen önce de hibe edilmişti. Yerinden yönetim anlayışı rafa kaldırılmış, meclis üyeleri dahi toplantı yapamamış ve tek bir karar alamamışlardır. Kayyım atama ile hem halkın iradesi ipotek altına alınmakta hem de halkın hizmet alması ortadan kaldırılmaktadır” diye konuştu.
Alevi örgütlerinden tepki
Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri (PSKAD), Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı’nın (HBVAKV), Alevi Kültür Dernekleri (AKD), Alevi Vakıflar Federasyonu, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), Kızılırmak Köy Dernekler Federasyonu, Ankara Divriği Kültür Derneği ve Vartolular Derneği, HDP'li Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine kayyım atanmasına tepki gösterdi. Alevi örgütlerinin basın toplantısına çok sayıda demokratik kitle örgütü temsilcisi de katıldı.
PSKAD Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında ortak metni ABF Genel Sekreteri Ali Aktaş okudu.
Halk iradesinin gasp edilemeyeceğini belirten Aktaş, AKP iktidarının 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde ağır bir yenilgi yaşadığını ve bu yenilginin acısını toplumun muhalif kesimlerinden çıkarmaya çalıştığını ifade etti. Aktaş, "Siyasal ve toplumsal alanda artık rıza ile iktidarını sürdürmekte zorlanan, rant ve talan politikalarıyla ekonomiyi ağır bir krizin içine sürükleyenler, hızla büyümekte olan ve iktidarlarını sarsan tepkinin önüne geçmek için baskıya ve zorbalığa başvurmaktadırlar" dedi.
Aktaş, "HDP seçmeni sandığa giderek AKP'ye ağır bir ders vermiştir. HDP seçmeni batıda stratejik bir şekilde oy kullanarak AKP-MHP ittifakının büyükşehirleri kaybetmesini sağlamış, kayyım atanan belediyelerde ise yine halk iradesini hakim kılmıştır. Bundan dolayı yaşadığı seçim yenilgisinden izlediği yanlış politikaları değil, HDP'yi sorumlu tutan AKP iktidarı, bugün yeni bir operasyona imza atıp Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlarını görevden alıp yerlerine kayyum atayarak tekrar halk iradesini gasp etme yolunu seçmiştir" diye belirtti.
