Skip to main content

Cemil Bayık: ABD, TC’ye dayanarak İran’ı geriletmek istiyor, bizim öncelliğimiz AKP ve MHP iktidarı

Cemil Bayık: ABD, TC’ye dayanarak İran’ı geriletmek istiyor, bizim öncelliğimiz AKP ve MHP iktidarı
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Almanca yayın yapan Lower Class dergisine verdiği röportajında ABD'nin Suriye’de çözümü geliştirme adına Türkiye'ye dayandığını söyledi.
posted onFebruary 12, 2019
nocomment

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Almanca yayın yapan Lower Class dergisine verdiği röportajında ABD'nin Suriye’de çözümü geliştirme adına Türkiye'ye dayandığını söyledi.

İran'ın Suriye’de önemli bir aktör olduğunu belirten Bayık şunları söyledi:
" İran, özellikle Rusya ile geliştirdiği ilişkilerle Suriye'deki konumunu daha da güçlendiriyor. Dolayısıyla Suriye’de ABD’nin istediği gibi çözüm olacaksa İran’ın geriletilmesi lazım. Fakat Suriye’de çözümü engelleyen sadece İran değil. Bu bir yanılgı. Esas TC’dir. ABD onu görmüyor. NATO müttefikiyim diyerek ya da ikili ilişkilerine dayanarak TC ile ittifakı daha öne çıkarıyor. TC’ye dayanarak İran’ı geriletmek istiyor. Güya Suriye’de çözümü engelleyen tek gücü İran’mış gibi görüyor, İran’a karşı mücadeleyi öne çıkartmak istiyor. Dolayısıyla kendi çevresini Suriye’de de daha ileriye gitmek için İran’ı geriletmesi gerektiği tezine inandırıyor.

Bayık'tan "İran'da darbeci yaklaşımlar gündeme gelebilir" uyarısı
Mevcut durumda 5 Kasım 2018’de ilan edilen ambargoların İran üzerinde güçlendirilmesi baskıyı artırmayı ifade ediyor. ABD İran üzerindeki baskıları artıracak. Fakat Suriye’de yapıldığı gibi, Mısır’da yapıldığı gibi, diğer ülkelerde yapıldığı gibi olamaz. İran’ın koşulları farklı, İran’a dönük ABD müdahaleleri farklı yöntemlerle gelişir, gelişiyor, daha çok ekonomik ambargolar öne çıkıyor. Her halde istihbarat faaliyetleri öne çıkacak. Darbeci yaklaşımlar İran’da da gündeme gelebilir. Artık hangi yöntemler öne çıkar bilemeyiz ama şimdi ABD, İran’a karşı mücadeleyi öne çıkartmak istiyor ve herkesin kendisinin İran’a karşı aldığı tutuma katılmasını istiyor. Bu Kürtlerin çıkarına değildir. Böyle bir durumda TC’yi değerlendirmek istiyor, TC’ye dayanmak istiyor, TC’ye tavizler veriyor.

"Bizim için öncelikli tehdit İran değil, AKP-MHP iktidarıdır"
Türk devletiyle mezhepsel çelişkileri derin olan İran söz konusu Kürt halkının kazanımları ve özgürlüğü olunca hiç tereddütsüz hemen bir araya gelip ittifak kurabiliyor. Kürt gençlerini ve kadınlarını idamlarıyla sürekli gündeme gelen İran İslam Cumhuriyeti giderek İran halkları ve Kürtlerin protesto odağına oturmuş durumda.

Bu gerçeklere vurgu yapan Cemil Bayık, Kürtler için öncelik olarak bir tehdit olarak İran'ı değil, AKP ve MHP iktidarını gördüklerini belirterek" İran’ın konumunu zihniyet olarak da, siyaset olarak da, özellikle de Kürt siyasetine, Kürtlere karşı duruşundan biliyoruz. Tarihsel olarak da, güncel olarak da bunu bilmeyen bir güç değiliz çünkü Kürtler bu tarihi yaşadılar. Günümüzde de bu gerçeği yaşıyor Kürtler. Nasıl tarihin Kürt direnişleri Osmanlı-İran ittifakıyla ezildi, nasıl Türkiye İran ittifakı ile 20. yy direnişleri ezildi. Şimdi de Türkiye ve İran yönetimleri başka hiçbir konuda anlaşamazlarsa bile Kürt karşıtı politikalarda birleşiyorlar. İran Ortadoğu için, Kürtler için bir tehdit konumunda fakat şu an güncel olarak en birinci tehdit, en çok saldırgan olan DAİŞ ve El Kaide gibi en azgın çete güçlerini besleyen iktidar AKP-MHP faşist iktidarıdır. Dolayısıyla birinci hedef AKP-MHP iktidarı olmalıdır.

İran’a karşı şöyle bir tutum olsun olmasın, o konuda bir şey demiyoruz, İran’a karşı mücadele edilir edilmez o konuda bir şeyimiz yok. Fakat önceliğin İran’a verilmesini ve böylece AKP-MHP’nin güçlendirilerek Kürt soykırımının yapılmasını tabi ki doğru bulmuyoruz. Böyle yapan bir güç ne İran’daki gerici zihniyet ve siyaseti yenilgiye uğratabilir ne Ortadoğu’nun diğer alanlarında. Tam tersine gericiliği besler, o bakımdan yanlıştır. Onun için öncelik AKP-MHP faşizmine karşı mücadele olmalı. Biz mücadele önceliğimizi böyle tanımlıyoruz. Bazı Kürt güçleri var, aradadırlar, ideolojik, stratejik bakışları yok, günlük çıkarlar nereden geliyorsa ona göre savruluyorlar. ABD’nin, İran’ın etkisine giriyorlar. Oraya, buraya savruluyorlar. Onlar tehlikeli.

KDP’nin, YNK’nin buradaki politikalarını görelim. Öyle bir stratejik duruşları yok. Ne Kürtlerin varlığı ve özgürlüğü için bir stratejik yaklaşımları var, ne Ortadoğu’nun demokrasisi için bir stratejik yaklaşımları var. Ama PKK öyle bir Kürt gücü değildir. PKK’nin Kürt varlığı ve özgürlüğü için ideolojik ve stratejik bir duruşu var. Bunun demokratik Ortadoğu ile sağlanacağına dair çok güçlü bir teorisi ve stratejisi var. O bakımdan da bu stratejik duruşun gereklerine göre hareket ediyor, bu stratejiye göre güncel planda birinci tehdit AKP-MHP faşist diktatörlüğüdür. Bu diktatörlüğün geliştirdiği sömürgeci, soykırımcı saldırılardır. Topyekûn, faşist, soykırımcı saldırılar yürütüyor" dedi.