ABD, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) İran İslam Cumhuriyeti’ne uyguladığı silah ambargosunun uzatılmasını talep ederken, ABD’nin çekilmesi ardından ayakta kalması zorlaşan nükleer anlaşmanın imzacıları bugün Viyana'da bir araya geldi.
İngiltere, Fransa, Almanya, Çin ve Rusya, geçen yıldan bu yana nükleer faaliyetlerini kademeli olarak artıran İran rejimiyle 2015’te imzalanan nükleer anlaşmayı ayakta tutmak için çaba sarf ediyor.
İran rejimi ise, ABD'nin 2018'de anlaşmadan çekilmesi ve rejime karşı ağır ekonomik yaptırımlar uygulamaya başlaması ardından Temmuz 2019'da nükleer anlaşmanın bazı maddelerini, 5 Ocak'ta da anlaşmadan kaynaklanan tüm taahhütleri askıya aldığını açıklamıştı.
Rusya'nın Viyana'daki Uluslararası Örgütler Büyükelçisi Mikhail Ulyanov dün Twitter hesabından yapıtığı açıklamada “nükleer anlaşma katılımcılarının tartışacağı çok konu olduğunu” söyledi.
Toplantıya İngiltere, Çin, Fransa, Almanya, Rusya ve İran rejimi dışişleri bakan yardımcıları ve siyasi direktörlerin katılacağı, AB üst düzey yetkilisi Helga-Maria Schmid’in ise başkanlık edeceği bildirilmişti.
21 Ağustos’ta nükleer anlaşma imzacısı ülkelerinin bugün Viyana’da toplanacağının duyurulması ardından İran rejimi geçen hafta, BM’ye bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’na (IAEA) bağlı nükleer araştırma müfettişlerinin İran’da belirlenmiş iki nükleer merkezi ziyaret etmesini kabul ettişti.
Bahsi geçen bu iki merkezde, 2000'lerin başından beri İran rejimi tarafından açıklanmamış gizli nükleer araştırmaların yapıldığından şüpheleniliyor.
Grossi’nin Tahran ziyareti
IAEA Başkanı Rafael Grossi, geçen yıl başkanlık görevini üstlendiğinden bu yana ilk defa İran’a gitti. Grossi ziyaretinde İran rejimi Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in yanı sıra İran rejimi Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi ile de bir görüşme gerçekleştirdi. Grosi ve Salihi görüşme ardından ortak açıklama yaptı.
İsmini açıklamayan konunun uzmanı Avrupalı bir diplomat, herhangi bir saha ziyaretinden elde edilen sonuçların açıklanmasının ortalama üç ay sürmesinin beklendiğini, bu nedenle IAEA’nin, nükleer faaliyetleriyle ilgili İran rejimi tarafından beyan edilmemiş bir şey bulunması durumunda bunun İran rejimi için büyük bir sorun olacağının altını çiziyor.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) Başkan Yardımcısı Mark Fitzpatrick, geçen hafta yapılan erişim anlaşmasının, ABD gibi İran rejimini de dünyanın geri kalanıyla izole bir çizgide tuttuğunu söyledi.
Geçen hafta BM, ABD'nin İran rejimine yönelik silah ambargosunun uzatılması teklifini bloke ederken, Washington da Ekim ayından itibaren uygulanacak silah ambargosunu uzatmak için yeterli desteği toplamadı.
Mark Fitzpatrick, İran rejiminin nükleer faaliyetlerinin, kendini nükleer silahların yayılmasını önlemeye adamış ülkeler için derin endişe kaynağı olmaya devam ettiğini vurguladı.
Geçtiğimiz ay, İran rejiminin uranyum zenginleştirmek için kullandığı Natanz ana nükleer yakıt tesisinin sabotajla vurulması ardından gelişmiş santrifüjleri başka bir pilot tesise aktırdığı bildirilmişti.
Haziran ayında yayınlanan bir UAEK değerlendirmesinde, İran rejiminin zenginleştirilmiş uranyum stokunun nükleer anlaşmada belirlenen sınırın neredeyse sekiz katı olduğu belirtildi.
Zenginleştirme seviyesi hala bir nükleer silah için gerekenin çok altında, ancak anlaşmaya taraf olan AB ülkeleri İran rejiminin anlaşmaya tam bağlılığını talep ediyor.
Üyelerini İran rejiminin nükleer faaliyetleri hakkında düzenli olarak bilgilendiren IAEA'nın, bu ayın sonlarında değerlendirme için topladığı argumanların olduğu dosyayı üye ülkelere sunması bekleniyor.
ABD ile diğer ülkelerin yaptırım anlaşmazlığı
ABD, BMGK'nın İran rejimine 13 yıldır uyguladığı ve 18 Ekim'de sona erecek silah ambargosunu yenilemek istiyor. Bu çabası geçen hafta başarısızlıkla sonuçlanan ABD, İran rejiminin nükleer anlaşma kapsamındaki taahhütlerini askıya almasını gerekçe göstererek, BMGK’nin 2231 sayılı kararı ile kaldırılan tüm yaptırımların tekrar uygulanmasına imkan tanıyan mekanizmayı hayata geçireceği tehdidinde bulunmuştu.
İran rejimiyle birlikte anlaşmanın taraflarından AB ülkeleri, Rusya ve Çin ise ABD'nin İran rejimiyle yapılan nükleer anlaşmadan 2018'de çekildiğini ve anlaşmaya taraf olmayan bir ülkenin yaptırımların yeniden devreye sokulmasına olanak veren mekanizmayı hayata geçiremeyeceğini savunuyor.