İran rejimiyle yoğun askeri ve ekonomik ilişkilerinden dolayı 2008’den beri ABD’nin yaptırım listesinde yer alan ve Baba Esad’ın teşviki ile Suriye ekonomisini ele geçirmesine rağmen Suriye’de hep sahne arkasında duran Rami Maxluf ile Beşar Esad arasındaki çekişme daha da büyüdü.
Şam Menkul Kıymetler Borsası, Rami Mahluf'un Bank Audi, Byblos Bank, Arab Bank ve Fransabank’ın da aralarında olduğu 12 banka ve özel finans kurumundaki hisselerine el konulması kararı aldı.
Maliye Bakanı Mamun Hamdan’ın geçtiğimiz Pazartesi günü açıkladığı karar, Rami Maxluf’un ‘taşınır ve taşınmaz tüm mal varlığına tedbir amaçlı el konulmasına’ dayanıyordu. Karar, Şam Menkul Kıymetler Borsası’nın da İletişim Bakanlığı’nın önerisine dayanarak benzer adımlar atmasını öngörüyordu. Ayrıca kararın Maxluf’un yönetim kurulu başkanlığını yaptığı Syriatel adlı GSM şirketinin Telekomünikasyon ve Devlet Posta Düzenleme Kurumu’na 185 milyon dolar ödemesinin sağlanması çerçevesinde alındığı ifade edildi.
Telekomünikasyon ve Devlet Posta Düzenleme Kurumu tarafından Sryiatel’den 185 milyon dolarlık ödemenin yapılması için verilen sürenin 5 Mayıs’ta sona ermesinden bu yana, Maxluf’a karşı şirketinin üst düzey çalışanlarına yönelik tutuklamaların ve onlarca yıldır sahip olduğu ayrıcalıklardan mahrum edilmesinin de yer aldığı bir baskı kampanyası başlatıldı. Ancak müzakere ile bir çözüme ulaşmak ve belirli koşulların kabulü için açık bir pencere de bırakıldı.
185 milyon doları ödemeye razı oldu
Maxluf'un Şam kırsalının Yafur bölgesindeki evinde yapılan son görüşmede, Maxluf’tan GSM şirketi Sryiatel’i ‘Şehitler Fonu’na bırakması ve ‘derin ekonomik krizin çözülmesine katkıda bulunacak olan’ yabancı bankalardaki milyarlarca dolar olduğu tahmin edilen paralarının büyük bir kısmını ülkesine geri getirmesi istendi. Buna karşın dini söylemlere yönelen Maxluf, Şam yönetiminin vergi cezası olarak Sryiatel’e kestiği 185 milyon dolar parayı taksitler halinde ödemeye razı oldu.
Maxluf aksi takdirde ‘yolun sonuna geleceklerini’ söyledi. Maxluf ayrıca Syriatel Başkan Yardımcılığından istifa eden kardeşi İhab’ın yerine yurtdışında ikamet eden oğlu Ali'yi atadığını açıkladı. Ancak Maxluf oğluna imza yetkisi vermedi.
Salı günü müzakerelerin son turunun uzlaşı sağlanamadan sona ermesinin ardından Rami Maxluf’a karşı yeni tedbirler uygulandı. Tedbirler arasında, Başbakan İmad Hamis imzalı ‘Rami Maxluf'un 5 yıl boyunca kamu kurumlarıyla sözleşme yapmaktan men edilmesi’ kararı ve Maliye Bakanı Mamun Hamdan imzalı Maxluf ve ailesinin mal varlığına el konulması kararı yer aldı.
Mahluf, geçtiğimiz salıyı çarşambaya bağlayan gece Facebook hesabından yaptığı açıklamada, “Telekomünikasyon Düzenleme Kurumu’na işlemlerinin yasa dışı olduğunu belirtmemize rağmen bize başka bir hukuksuzlukla karşılık verdiler. Benim, eşimin ve çocuklarımın mal varlığına el koydular. Ayrıca beni şirketin başından uzaklaştırıp başka birini getirmek için mahkemeye başvurdular. İstedikleri tutarı ödemediğimizi öne sürdüler, ancak sizin de bildiğiniz üzere söyledikleri doğru değil” ifadelerini kullandı.
Öte yandan sosyal medya kullanıcıları, Adalet Bakanlığı’nın Esma Esed’in kardeşi Firas el-Ahras’ı Syriatel şirketine ‘kayyum’ olarak atadığını öne sürdüler. Ancak Adalet Bakanlığı bu iddiaları reddetti. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, Esma Esed ve Rami Mahluf arasında bir rekabet oluşturulmaya çalışıldığına işaret edilerek ‘söylentinin kaynağının kötü niyetli dış güçler olduğu’ belirtildi. Ayrıca Maliye Bakanlığı’nın Rami Mahluf’un yabancı bankalardaki mal varlığını takip etme kararıyla ilgili bir açıklama yayınlandı.
Maxluf’un ağlarının dağıtılması
Maxluf ayrıca Salı akşamı, ülkenin altı noktasında ihtiyaç sahibi kişilere kredi veren ‘Nour Mikrofinans’ kurumunun çalışmalarını kolaylaştırmak için Suriye Merkez Bankası'na müdahale eden Başbakan ile yazışmalarını yayınladı.
Maxluf, Facebook’taki hesabından konuyla ilgili şunları yazdı:
“Yazışmamızda; ‘hükümet halkın hizmetinde mi yoksa devletin hizmetinde olan insanların mı?’ diye sorduk. Verdikleri cevap; Rami Maxluf'un beş yıl boyunca kamu kurumlarıyla çalışmasını engelleyen resmi bir mektup oldu.”
Nour Mikrofinans, Maxluf’un ağlarını dağıtmaya yönelik bir kampanyanın başlatıldığı geçtiğimiz Ağustos ayından bu yana kısıtlamalara maruz kalan kurumlardan biri. Hükümetin el koyduğu, Maxluf’un çalışmalarındaki ‘insani yanını’ oluşturan ‘Al-Bustan Derneği’ de bulunuyordu. Al-Bustan Derneği’ne el konulduktan sonra ona bağlı milisler de lağvedildi. Bununla birlikte Maxluf’un, aralarında es-Suk el-Hurra’nın da bulunduğu birçok şirketine el konuldu. Ayrıca Maxluf ailesinin eskiden beri üyesi oldukları ve hem hükümette hem de mecliste temsil ettikleri Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi’nin ruhsatı iptal edilirken partinin fonlarına da el konuldu. Kaynaklar dün Al-Bustan Derneği bünyesinde bulunan bazı milislerin tutuklandığını bildirdi. Maxluf’a karşı atılan tüm bu adımlar, Suriye lirasının ABD doları karşısında değer kaybetmesine ve emtia fiyatlarında artışa yol açtı.
Paralel piyasadaki (karaborsa) döviz kurunda 1 dolar bin 650 lira olurken resmi döviz kurunda dolar 700 liradan işlem gördü. Suriye Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada, “İster kurumlardan ve şirketlerden ister bireylerden olsun, Suriye lirasına yönelik herhangi bir manipülasyon girişimine karşı gerekli adımları atmaktan çekinmeyeceğiz” ifadeleri kullanıldı. Suriye, yerel para biriminin art arda çöküşüyle birlikte yaşanan ciddi bir ekonomik krize tanık oluyor. Dünya Gıda Programı'nın (WFP) Suriye’de gıda fiyatlarının bir yılda yüzde 107 artacağını tahmin ettiği bir dönemde Birleşmiş Milletler (BM) Suriyelilerin büyük bir bölümünün yoksulluk sınırının altında yaşadıklarını açıkladı.